Eğer yabancı diliniz varsa sırtınız yere gelmez.
Bir dil bir insandır.
O zaman bir insan aslında kaç insandır?
Her birimizin aslında kendine özgü bir yabancı(gizli) dili yok mu?
Her birimiz bir şey söylerken aslında başka bir şey söylemiyor muyuz?
Bu durumda amacınıza ulaşmanız için ya çok iyi bir yabancı dil kullanıcısı ya da beden dili kullanıcısı olmalısınız.

Okuduğum pek çok yerde karşılaştığım gibi bence de bunun birbiriyle iç içe geçmiş iki duyguyla ilgisi var.
Ama bana kalırsa bunlardan ilki öz güven eksikliği ikincisi hırs.
İnsan düşündüğünü direkt olarak söyleyemiyorsa öz güvensizdir.
Söylemek istediklerini açıkça dile getiremeyecek kadar korkaktır.
Ama buna rağmen istediğini yaptırmayı kafaya koyacak kadar da hırslıdır aslında.
İnsan tuhaf bir canlı.
Sevdiğim bir yazarın deyişiyle bir gün kozayı yırtıp aydınlığa çıkacağını bilmeyen bir tırtıl gibidir.
Güneşi göreceğini bilmeden anlık kurtuluşlar için oradan oraya debelenir durur.
Sakin olmasını ondan isteyemezsiniz, anlayamaz, yaşayarak öğrenecektir.
Bu evrede kullandığı dilin de sizinkiyle aynı olmasını bekleyemezsiniz ondan
En fazla daha anlaşılır olmasını isteyebilirsiniz.
Ama büyük ihtimal o karanlıkta kalacağına öyle kafayı takmıştır ki sizi duymayacaktır bile.
Aslında kozayı yırtmanın anlaşılmaktan geçtiğini kavrayamayacaktır.
Bugün kendini sonsuza kadar karanlıkta kalacağına inandırmış minik tırtıllar, size güzel bir haberim var.
Kelebek olduğunuzda kanatlarınız ve birbirinden güzel renkleriniz olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder