Kapıyı açtığımda karşılaştığım manzara ile kan beynime sıçramıştı.
Kapıyı bir hışımla kapattıktan sonra 'şimdi ne yapacağım' diye bas bas bağırıp evin içinde terör estirmeye başladım.
Sonra üzüntüyle gelen sinir harbinin yerini gözyaşlarım aldı.
Az önce öfkeden titreyen bedenimi bu kez çaresizlik ele geçirmişti.
Derin bir nefes aldım.
Geçen yalnızca üç saniyeydi ama bu omuzlarımdan tutup 'kendine gel' demek için yeterli bir süreydi.
İlk iş görüşmemin olduğu gün tüm aksilikler karşıma geçip 'bakalım şimdi ne yapacaksın?' diyordu.
Ardından ben kendime dönüp aynı soruyu sordum.
Bakalım şimdi ne yapacaksın İpek?
***
Bir sabah uyanıyorsun ve aldığın telefonla hayatının değişebileceği hissine kapılıyorsun.
O his ile günlerce Charlie Chaplin olup havalara her zıplayışında topuklarını birbirine vuruyorsun.
Her şeyin tam ve yolunda olduğuna inandırıyorsun kendini.
Son dakika çıkacak sorunlara karşı hayatını öylece kavanoza tıkıp sıkıca kapağını kapatmak istiyorsun.
Öyle de yapıyorsun.
Kar yağıyor düşüp kolunu kırmamak için dışarı çıkmıyorsun.
Saçlarını kestiresin ya da rengini değiştiresin geliyor yakışmazsa deyip o önemli günün ötesine bir tarihe erteliyorsun.
Aşık oluyorsun ve gidip 'çok güzel gülüyorsun' demek istiyorsun ama duygu durumunun karmaşasında boğulmaktan korkup "sonra" diyorsun.
O gün için aldığın o güzel bluzu arkadaşlarınla yemeğe çıkarken giymek istiyorsun, askıdan alıp aynada üzerine tutuyorsun sonra aklına inatçı lekeler geliyor ve bir kez daha erteliyorsun.
Erteliyorsun..Erteliyorsun..Erteliyorsun.
Ve o gün geliyor uğruna haftalardır kavanoza tıkıp, en güzel haliyle muhafaza ettiğin hayatın dışarı çıkıyor.
Sanıyorsun ki ayağına takılabilecek hiçbir şey yok artık.
Ama öyle olmuyor ve son dakika, o zamana dek hiç hesaba katamadığın, ufacık bir taş takılıyor hayatına ve sendeliyorsun.
Paniğe kapılıp ne yapacağını bilemiyorsun.
Evet bilemiyorsun çünkü o zamana dek sorunlarla nasıl baş edilir öğrenmek yerine sorunlardan uzak olmayı seçmişsin.
O an hayatın mizah anlayışı karşısında beyninin sağ lobuna güvenmekten başka çaren kalmıyor.
Ve hayattaki en büyük mucizenin içinde olduğunu keşfediyorsun.

'Bunun da üstesinden gelirim' demeyi öğrendikçe hayattan korkmuyorsun artık.
***
Sonunda ne mi oldu?
Mülakatta karşımda duran kadının yüzündeki ilk tebessümden itibaren sesim hiç titremeden konuştum.
Ve kapıdan çıkar çıkmaz telefona sarıldım.
Olanları anlatırken ağzımdan mutlu bir şarkının nakaratındaki notalar çıkıyordu.
Güzel bir pazar olsun :)