3 Eylül 2015 Perşembe

Bırak sızsın çatlaklarından kusurların.

Bu sabaha Nil Karaibrahimgil'in Hürriyet yazısını okuyarak başladım.
Bugünkü yazısında Judith Malika Liberman'ın Masal Terapi kitabından bir masal anlatmış Nil.
Masalın sonuna geldiğimde dirseksiz kolumun ucundaki lokmayı bugünlerde yanımdakine uzatmakta çok başarılı olamadığımı fark ettim.
Sonra bu kitabı anneler gününde anneme hediye ettiğimi hatırladım.
Hemen rafları karıştırıp kitabı buldum.
Rastgele bir sayfasını açıp masalımı okumaya başladım.
Benim masalımın adı 'Sucu ve Çatlak Testi'.
Masal, geçinmek için uzak bir nehirden her gün kasabaya su taşıyan bir sucu ile başlıyor.
Bu sucunun taşırken kullandığı testilerinden biri yepyeniyken diğeri eskimiş ve artık çatlaklarından su sızdırır hale gelmiş.
Gel zaman git zaman işini layıkıyla yapamamanın verdiği burukluk testinin canına tak etmiş ve dile gelmiş.
Sucuya kendine yeni bir testi almasını,doldurduğu suyun yarısının yollarda döküldüğünü,kendi kusurları yüzünden her gün iki kat fazla çalışmak zorunda kaldığını söylemiş.
'Ah! Sen kendin hakkında böyle mi düşünüyorsun' demiş sucu.
Madem düşüncen bu sana bir şey göstereceğim demiş ardından.
Ve ertesi gün iki testiyi de doldurup her zaman yaptığı gibi birini sopanın sağına çatlak olanı da soluna takan sucu patikanın sağını işaret ederek sormuş:"Ne görüyorsun,söyle"
Testi cevaplamış:"Toz,toprak,taşlar görüyorum."
Bunu duyan sucu sol tarafı göstererek sormuş:"Peki bu tarafta ne görüyorsun?"
Testi cevaplamış:"Ah,bu tarafta çimen,yabani otlar ve çiçekler var."
"Evet" demiş sucu,"bu güzelliği her gün patikanın bir tarafına su damlatarak sen yarattın.Toprağın susuzluğunu giderdin,tohumlara can,çiçeklere hayat verdin.Her hafta karıma bu patikadan çiçek toplayıp götürüyorum.Evime renk,huzur,aşk verdin.Evet çatlak testi,su taşımak konusunda yeterli olmayabilirsin ama suyunu fark etmeden toprakla paylaşarak hayatı benim için daha yaşanılası kılıyorsun."demiş.
Masalın sonunda aslında hepimizin bir şekilde çatlak birer testi olduğunu ve mükemmelliğin ulaşılması mümkün olmayan bir hedef olduğunu fark ettim.
İnsanın 'kusur'dediği çatlakları aslında onu biricik yapan şeyler değil mi?
Mükemmeli isteyip çatlakları örtbas etmeye çalışmak belki de dünyanın en yorucu işi.
Çok yoruldum oradan biliyorum.
Hem ne diyor Leonard Cohen Anthem şarkısında:"Bir çatlak var her şeyde,ışık işte böyle girer içeriye."

Leonard Cohen-Anthem
Nil Karaibrahimgil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder