18 Temmuz 2015 Cumartesi

Senin için

Her şey basit bir dokunuşla başladı aslında.
Sol kulağının arka tarafına, saçlarının arasına gizlenmiş bölmeden takılan ufacık bir parçandı bugün her şeyin sebebi.
Bugün de tıpkı dün gibi uzaklara daldığın anlarda aklına gelenleri, o ufacık şeyin içindekileri, insanlara anlatmayı ve rahatlamayı denemedin.
Oysa kablosunu çekmecenin derinliklerinde kaybetmediğin belki de tek hafıza kartıydı aklının içindeki.
Bir çırpıda ağzından çıkıp, boğazında kalan yumruyu midene yuvarlayıverecekken bu sefer neden kapıların arkasında duvarları yumrukladın bilmiyorum.
Aslına bakarsan bugünlerde etrafındaki çoğu kişi senden farklı değil.
Sen bugün 'neden ben' ile başlayan cümlelerinin sonuna soru işareti koymazken 'artık dayanamıyorum'la başlayan ama sonu gelmeyen cümleler kurdu pek çok kişi senden habersiz.
Bakma,aslında seninle birbirimize çok benziyoruz.
Tek istediğimiz hayata dair her uyandığımız sabahta galerimize bir fotoğraf karesi daha ekleyebilmek.
Tek derdimiz ise tam o kareyi yakalamışken 'hafıza dolu,lütfen bir şeyler siliniz' uyarısıyla karşılaşıyor olmamız.
Her seferinde sonunu bile bile galeriye tekrar girip 'hangi insanın hissettirdiklerinden silsem yer açılır?' sorusunu kendimize sormamız.
'Bu olmaz,bu da olmaz' derken hiçbirini silmeyi göze alamadığımız gerçeğinin geçmişle yaşıyor oluşumuz gerçeği ile kesişim kümesi oluşturup bizi yutuvermesi.
Tüm bunlara rağmen sen de farkında mısın ayakların daha sağlam yere basıyor artık.
Çok çabuk devre dışı kalmamak için uçuş modunu kapatırken ekran parlaklığını da azaltmışsın sanki hayatın.
Bazı şeyleri görmemek,duymamak artık ruhuna daha iyi geliyor gibi,göz görmeyince gönül katlanıyor.
Büyüyorsun galiba.
Tıpkı herkes gibi...
Yaşarken fark edemediğin şeylere uzaktan bakıyorsun şimdi.
Ve fark ediyorsun.
Hayatını uzaktan izlerken boşluğa attığın her adım şimdilerde sana bir basamak oluyor ve sen hayallerine doğru çıkıyorsun.
Tıpkı benim gibi...


8 Temmuz 2015 Çarşamba

İyi ki geldiniz

Uyandım ve her sabah yaptığımı yaptım.
Tutunamayanlardan bana kalan o güzel cümleyi kurdum.
Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.
Erken ayan günlerimde daha zinde daha enerjik oluyorum.
Hele de geçmişin güzel yıllarından çıkıp gelecek bir misafir varsa balla kaymak oluyor sabahlarım.
Misafir de denemez aslında.
İnsanlardan elimi eteğimi çektiğim zamanlarda elini üzerimden çekmeyerek dış hayatla bağımı kuran,'yokluğu' kavramı içime sinmeyen o güzel gözlü kız hayatıma olmadığı gibi evime de misafir değildi elbette.
Kalktım.Kendime sade bir kahve yaptım.
Perdeyi hafifçe aralamakla kalmayıp pencereyi açtım.
Baharın güzel kokusu kapıda bekleyen sabırsız bir çocuk gibi,yüzümü tatlı tatlı okşayan rüzgarı da koluna takıp,odaya doluverdi.
Güneşin bulutlarla saklambaç oynadığı bu sabahta hafif ağrıyan başım için balkonda yapılacak uzun kahvaltıdan,edilecek derin sohbetten,içi ısıtacak sıcak bir gülüşten daha iyi bir ağrı kesici olamayacağını düşündüm.
Hayalimde çoktan kurup tabakların yarısını boşalttığım o kahvaltı sofrası için sabırsızlanmaya başladım.
Mutfağa girdiğimde dolapta ne varsa hiç düşünmeden hepsini bir çırpıda seriverdim tezgaha.
Sevmediğim siyah zeytinin üzerinde zeytinyağını hafifçe gezdirdim.
Albenisi bol ye benisi çok olsun diye parmak ucumla tek seferde kekiği serpiştirdim.
Sevmesem de artık gözüme fena görünmemeye başlamıştı.
Hayat akışında giderken şakaklarımdaki damarları çıkartan insanların üzerlerine de zeytinyağı ve kekik ekleyebilsem diye hızlı bir düşünce geçti zihnimden.
Güldüm.
Rüzgarla etek uçları savrulan masa örtüsüne daldı gözüm.
Tam o anda çalan zil içimin tüm yetkili mercilerini uyardı sanki.
Kapıyı açtığım anda içim içime sığmıyordu.
O güzel gözlü kızı içeri davet ederken içime sığdıramadığım her şeyi kapının önüne bıraktım.
Uzun uzun sohbet ettik.
Yıllar arasında köprü kurduk,saatlerce o köprüde ayaklarımızı sallayarak akan sulara baktık.
Giderken ona sıkıca sarıldım.
"Bir daha gel.Yumurtan tam katı olana kadar gel" dedim.
Güldü.
Yumurtayı tam katı yapmayı hiç beceremediğimi biliyordu.


04.07.2015/ 13.46 Yazı evi atölyesindeki ilk on beş dakikalık misafir ağırlama yazım.İyi ki geldiniz.